Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | sosyal insan | people person i. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Social Sciences | ||||
Sosyal Bilimler | (sosyal gruplar, sınıflar veya tabakalar arasında) insan hareketliliği | mobility i. | ||
We must not penalise but reward these people for their mobility. Bu insanları hareketliliklerinden dolayı cezalandırmamalı, aksine ödüllendirmeliyiz. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | anti-sosyal insan | antisocial person i. | ||
Genel | sosyete bireyin kendi sosyal çevresindeki şık veya modaya uygun bir grup insan | monde i. | ||
Genel | kendini insan refahı ve sosyal reformların uygulanmasına adayan kimse | improver i. | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | sosyal beceriksizlikleri açısından birbirine benzeyen ve toplumun genelinde pek olmayan aynı obsesyon ve kaygılara sahip insan grubu | nerd pack i. | ||
Philosophy | ||||
Felsefe | insan davranışının ve sosyal kurumların incelenmesi ve yorumlanması | hermeneutics i. |